HALKIN HUKUK BÜROSU,
Açıklama No: 374 /21.01.2013
DEVRIMCI AVUKATLIK ONURUMUZDUR
Halkın Hukuk Bürosu, devrimci avukatlığın nasıl yapılacağının okuludur. Devrimci sol yargılamaları ile kurumsallaşan Halkın Hukuk Bürosu, 24 yıllık kesintisiz mücadele tarihinde bir kez olsun avukatlara biçilen statükoyu kabul etmemiş, hukuk ve adalet mücadelesini hep yükseğe taşımıştır. Değerleri ve devrimci avukatlık anlayışıyla bize ışık olan Fuat Erdoğan bu nedenle katledilmişti. Okulumuz yaşadığımız hayat ve yarattığımız tarihtir; ne Fuat Erdoğan gibi devrimci avukatlara sıktığınız kurşunlar, ne kapılarımızı kıran o balyozlar, ne de sırtımıza inen dipçikleriniz, tutuklama kararlarınız bu tarihi yok edebilir. Aksine, bütün bu saldırılar yolumuzda dosdoğru yürüdüğümüzün kanıtıdır.
Devrimcilik, biz Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının sıfatı değil, kimliğimizdir. Bize faşizmin hukuku ile mücadele etme gücünü veren; yeni gelenekler yaratma nedenini, mücadeleyi kesintisiz sürdürmenin onurunu bize veren de bu kimliktir. Kendimizi asla avukatlar için çizilmiş sınırlarla, onları adalet mekanizmasında bir dişli haline getirmek için belirlenmiş rutinlerle sınırlamadık. Biz AKP’nin gerici yasalarına, halkı teslim almaya dönük mahkemelerine, keyfi ve hukuk dışı uygulamalarına, infazlarına, işkencelerine ses çıkarmayan, hukuk ve adalet mücadelesini soyut tartışmalar ve adliye binaları içerisine hapseden avukat kimliğini başından reddettik. Büromuzun avukatlarından Behiç Aşcı, hukukun yetmediği yerde, müvekkillerinin hakları için ölüm orucuna başlamış ve 293 gün bedenini ölüme yatırmıştı. Büromuzun avukatları bürolardan çok hapishanelerde, yoksul halkımızın yaşadığı mahallelerde, hakkını savunan işçinin öğrencinin yanı başındadır.
AKP’nin saldırısı işte bu devrimci kimliğimize yönelen yeni bir teslim alma saldırısıdır.
18.01.2013 günü gece saatlerinde kapılar kırılarak içinde Halkın Hukuk Bürosuna ve Çağdaş Hukukçular Derneğine yönelik yapılan operasyon, sonrasında emniyet müdürlüğünde gözaltına bulunanlara yönelik yapılan işkence, adliye koridorlarındaki saldırı ve tahammülsüzlük, Türkiye’de hüküm süren faşizmin son tablosudur. Bu tablo, devrimci avukatlığın varlık nedenidir.
Devrimci avukatlar için tutuklama kararının çıkarıldığı bugün, aynı zamanda NATO’nun Orta Doğu halklarına karşı ülkemize yerleştireceği Patriot füzelerinin İskenderun Limanı’na yanaştığı gün olmuştur. Devrimci avukatlar, Başbakan’ın “Türkiye savaşa hazır” diye nutuklar attığı bir ortamda tutuklanmıştır. Ve şurası kesin ki, AKP iktidarının işbirlikçiliği ve sömürüsü arttıkça bu zulüm de artacaktır. Bu zulüm yargıyı ve kanunları kendine mesken etmiştir. Teşhir etmek ve bununla mücadele etmek bize düşer.
Değerli Meslektaşımız, büromuz avukatlarından Taylan Tanay (ÇHD İstanbul şubesi başkanı), Barkın Timtik, Ebru Timtik, Günay Dağ, Selcuk Kozağaçlı (ÇHD genel başkanı), Betül Vangölü Kozağaçlı (ÇHD Ankara Şubesi yöneticisi), Naciye Demir, Şükriye Erden ve ÇHD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Güçlü Sevimli tutuklanmışlardır.
Bu tutuklamalar halka yönelik yapılacak saldırıların işaretidir. AKP iktidarının bize biçtiği avukatlık tarzını reddetmek, hapsedilmek istendiğimiz duvarları aşmak, tarihin bize verdiği sorumluluk budur. Devrimci avukatlık geleneğini büyütelim.
Öfkeliyiz, öfkemiz arkadaşlarımızı zulmün elinden almanın gücü olacaktır. Sözümüz sözdür, öfkemiz soracağımız hesaptır. İşbirlikçi AKP iktidarı bizi yıldıramaz. Yaşasın devrimci avukatlık geleneğimiz, Yaşasın onuru ve adalet mücadelesini bayrak edinen avukatlarımız, Biliyoruz biz haklıyız biz kazanacağız.
HALKIN HUKUK BUROSU
