HALK CEPHESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER KOMİTESİ
AÇIKLAMA NO: 3
Fotoğrafa iyi bakın! FARC-Ep yöneticisi Timoleon Jimenez, FARC komutanları Alfonso Cano ve Roman Ruiz’in katilleri ile el sıkışıyor!
Bu fotoğraftaki el sıkışma sembolik bir görüntü, bir kibarlık gösterisi değildir. Bu fotoğrafın temsil ettiği çok şey vardır. Bu fotoğraf tarihte Kolombiya’daki silahlı mücadelenin tasfiye edilişinin resmi olacaktır.
Kolombiya devleti yıllardır ABD emperyalizminin en sadık müttefiklerinden biri konumunda. ABD’de dolaşan ve kullanılan uyuşturucunun çok büyük bir kısmı Kolombiya’da yetiştiriliyor. Bu yanıyla Kolombiya, ABD’nin ülkesindeki yoksulları zehirlemek için kullandığı bir uyuşturucu üretim tarlasıdır. Kolombiya’daki uyuşturucu çeteleri ülkede binlerce insanın ölümünden sorumlu. Şehir nüfusunun %60’ı, kır nüfusunun %86’sı açlık ve yoksulluk sınırında yaşıyor. Milyonlarca yerli köylerinden sürülerek şehir merkezlerinde ücretli kölelik yapmak zorunda bırakılıyor.
FARC’ın mücadeleye başladığı 1950’lerin sonundan itibaren Kolombiya’daki bu koşullar değişmedi. Derin bir yoksulluğun yaşandığı Kolombiya’da oligarşi yönetmek için şiddetten hiçbir zaman vazgeçmedi. 1948 yılından 1957 yılına kadar Kolombiya devletinin gerçekleştirdiği saldırılarda toplam 300.000 kişi katledildi. FARC liderlerinden Manuel Marulanda Velez in söylemiyle “öğrencilerin, köylülerin, işçilerin kadınların, yerlilerin maruz kaldığı düzenli şiddet” FARC’ı ve gerilla mücadelesini yarattı.
Bugün Kolombiya’da değişen birşey yok. Yoksulluk ortadan kalkmadı, Alfonso Cano’nun, Roman Ruiz’in katilleri cezalandırılmadı, FARC’ın temel hedefi sosyalizm Kolombiya’da gerçekleşmedi. Hiçbir koşul değişmemiş olmasına rağmen FARC Kolombiya devleti ile yaptıığı anlaşma sonucunda 2 ay içinde silah bırakarak, silahlı mücadeleyi tasfiye edecek.
FARC’ın iki ay içerisinde silah bırakmasının karşılığında “Barış için Özel Yargı Mercii” isminde bir mahkeme kurularak “savaş suçluları” yargılanacak. FARC’ın silahlı mücadeleyi bırakma nedenlerinden birisi bu maddeyle açıklanıyor. Yani FARC “savaş suçlularının” yargılanması ve en fazla 8 yıl ceza alması karşılığında 50 yıllık mücadelesini tasfiye ediyor.
Bu mahkeme de, Paramiliter kontrgerilla örgütleri kurarak bu zamana kadar 250.000 kişinin katledilmesinden sorumlu olan, sırf istatistikleri yüksek göstermek için 2.500 sivili katleden Kolombiya devletinin bürokratları ve paralı katilleri değil, “savaş suçluları” yargılanacak. Yani FARC militanları ve yöneticileri bu mahkemede, yürüttükleri savaş sanki suçmuş gibi yargılanacaklar. Sanki savaş eşit koşullarda yürütülmüş gibi “uluslarası uzmanlar” iki tarafa da 5-8 sene arası cezalar verecekler ve mesele kapanacak. Kolombiya’da bebeklerin üzerlerine bombalar yağdıran, paramiliter çeteleriyle kadınlara tecavüz eden kemikleşmiş katiller en fazla 8 sene ceza alarak kurtulacaklar. Alfonso Cano gibi bir beyni katleden katillere bırakalım 8 sene ceza verilmesini, hiçbir cezalandırma biçimi yeterli ceza olmayacaktır. FARC Cano’nın katledilmesinden sonra yaptığı açıklamada “Hayat bir savaştır. Ölülerimiz için 1 dakika bile yas tutacak vaktimiz yok” demişti. Ancak FARC bu sloganı unuttu, FARC bu cezaları iflah olmaz katillere yeterli görüyor.
FARC’ın yayınladığı uzlaşma bildirisine göre kurulacak Barış Mahkemesi dışında FARC’ı katillerle el sıkıştıran ikinci temel madde FARC’ın yasal bir siyasal harekete dönüştürülmesi maddesi. Yani silahlı mücadele tasfiye edilecek ve tıpkı El Salvador, Guetemala ve Nikaragua gibi FARC parlemento içinde yasal bir partiye dönüşecek.
Kolombiya ve Türkiye gibi yeni sömürge ülkeler faşizm ile yönetilir. Oligarşilerin, yoksulluk ve adaletsizliğin hat safhada olduğu bu ülkeleri burjuva demokrasisi ile yönetmesine imkan yoktur. Bu yüzden göstermelik olarak kurulan parlementolar bile işletilemez, kanunlara yazılan yasalar rahatlıkla bir kenara atılır. Yeni sömürge ülkelerde demokrasi mücadelesi militan bir mücadeleye yani silahlı mücadeleye dayanmak zorundadır.
Kolombiya devletinin bu siyasi-ekonomik yapısı değişmedi. Kolombiya devleti hala ABD’nin yeni sömürgesi bir ülke, bu ülkenin stratejilerini, planlarını emperyalizmin talepleri, arzuları belirliyor. Oligarşi hala ülkeyi yönetmek için faşizme başvurmak zorunda kalıyor. Oligarşinin isteğiyle bir dakika da kapatılabilecek parlementonun içinde demokrasi mücadelesi verilemez! En fazla o göstermelik parlementonun “sol mezesi” olunur.
FARC yine Cano’nun katledilmesinden sonra yaptığı açıklamada:
“Bu Kolombiya ‘da ezilenlerin ve sömürülenlerin en büyük önderlerinden birinin yasını tuttuğu ilk sefer değil. Onların yerini, cesaret ve zafere olan mutlak inanç ile doldurulması da ilk değil. Kolombiya ‘da barış gerillanın silah bırakması ve teslim oluşuyla gerçekleşmeyecek. Ancak ayaklanmayı doğuran nedenlerin ortadan kalkmasıyla gerçekleşecek. Bu devam edecek olan politik bir hattır… ” demişti.
Silahlı mücadelenin doğduğu koşullar nasılsa bugünde aynı koşullar devam ediyor. Değişen koşullar değil, FARC önderliğinin ideolojisidir. Değişen koşullar değil, FARC önderliğinin bedel ödemek istemeyişidir. FARC önderliği bugün sadece Kolombiya devletiyle değil, ABD emperyalizmiyle “barıştığının” farkına varmalıdır.
FARC devrim talebi ve sosyalizm hedefiyle silahlı mücadele dışında başka bir yolun mümkün olmadığı Kolombiya’da mücadeleye başladı. Komutan Manuel Marulanda Velez’in söylediği gibi “Özgürlüğe ulaşmanın en iyi yolu, onun için dövüşmek” ti, FARC bu özgürlüğe ulaşmak için yıllarca dövüştü, binlerce kadrosu katledildi, yöneticileri öldürüldü. Defalarca fiziki ve psikolojik kuşatmalara alındı. Milyonlarca taraftarı köylünün evleri yakıldı, köylerinden sürüldüler. Şimdi FARC bu katillerle el sıkışarak barış süreci adı altında temel talebi devrimden vazgeçiyor.
Latin Amerika’da yaşanan “barış süreçlerinin” durumu ortadadır. El Salvador’da gerilla mücadelesi sırasında ölen insanlardan çok daha fazlası “barış süreci” içinde uyuşturucu çeteleri tarafından katledildi. El Salvador’da FMLN hükümeti kuran parti olmasına rağmen bugün şehir nüfusunun %40’ı ile kır nüfusunun %60 ı yoksulluk sınırında yaşıyor. Yolsuzluklar, sağlık ve eğitim sisteminin bozulması ve bugün FMLN iktidarını tehdit eden bir çeteleşme halkın karşı karşıya olduğu sorunlardan bazıları. Şuan FARC’ın istediği “yasallaşma”ya El Salvador’da FMLN yıllar önce ulaştı. Halklar lehine ne değişti? FMLN devlet başkanı Mauricio Funes “ne solculuk ne sağcılık yapacağım. Hedefim ülkeyi ileriye taşıyacak bir program” diyordu. FMLN’nin bugün içinde bulunduğu yozlaşma bu cümleden daha fazladır.
FMLN dışında FSLN-Nikaragua, Uruguay, Meksika bütün Latin Amerika bu deneyimi defalarca yaşamıştır. Guetamala’da da URNG yöneticilerinden Miguel Angel Sandoval şöyle diyordu “Savaş bittiğinde daha az insan öleceği düşünülüyordu. Hayır böyle olmadı şimdi uyuşturucudan çok daha fazla insan ölüyor. Biz barış yaparken bu tip bazı problemleri hesaplayamadık, hala politik insanlar öldürülüyor. Birçok insan katlediliyor.” Bu sözler barış süreçlerinin kimin lehine işlediğinin göstergesidir. Bu sözler çözümün emperyalizm lehine olduğunun itirafıdır.
IRA, FSLN,FMLN, URNG ve barış süreçleri sonucunda silah bırakan daha birçok örgütün deneyimi göstermiştir ki: bu süreçlerin kazananları emperyalizmdir, işbirlikçi oligarşilerdir. Bu süreçler sadece silahlı halk güçlerinin tasfiye edilmesiyle sonuçlanmış, yoksulluğu ve çeteleşmeye arttırmıştır. Bu çözümler emperyalistlerin ve egemenlerin çözümü olmuştur.
FARC yeniden Amerika’yı keşfetmeye çalışmamalıdır. Amerika’nın nerede olduğu yıllardır bellidir. Bütün bu deneyimler sonunda emperyalistlerin silahların susmasını, gerilla mücadelelerini tasfiye etmek için istedikleri ortadadır . Emperyalistlerin halkları silahsızlandırarak, halk güçlerini yozlaştırdıkları açıktır. Ve biz komutan Che’nin söylediği çok temel bir bilgiye sahibiz: “Emperyalizme asla güven olmaz. Asla!”
Bu yüzden FARC bugün kendi şehitlerine ihanet etmekten vazgeçmelidir. Jimenez binlerce şehidin kanını elinde taşıyan Kolombiya devlet başkanı Santos ile el sıkışmıştır. FARC önderliğine tekrar Manuel Marulanda Velez’in sözünü hatırlatıyoruz: “Kolombiya devleti veya ABD gringoları bizi hiçbir zaman yenemeyecek ya da satın alamayacaklar”. Bugün bu fotoğrafla FARC yenilmiştir. FARC’ın yenilgisi fiziki değil ideolojiktir. Fiziki silahsızlanmadan daha tehlikelisi ideolojik silahsızlanmadır. İdeolojik çöküş bir kere başladığında çürümenin sınırı olmayacaktır. İdeolojik olarak yenilenler silahları olsa da düzenin istediği şekle girmişlerdir. FARC yöneticisi Santos’un elini sıkarak Che’den elini çekmiştir. FARC broşürlerindeki karikatürlerde FARC yöneticileri Che’den silah devralıyordu. Bugün Che’ye, Jacobo Arenas’a ihanet etmişlerdir.
Dünyada yalnızca biz kalsak da savaşmayı bırakmayacağız demiştik. Tek tek örgütler mücadeleden vazgeçiyor. Biz asla vazgeçmeyeceğiz!Her türlü kuşatmayı yaracağız. Kuşatmalar karşısında yılgınlığa, karamsarlığa düşmeden nasıl çözeriz diye düşüneceğiz. Tek çözüm yerimiz halka gideceğiz. Birbirimize güveneceğiz, halkların mücadelesini büyütmek için enternasyonal dayanışmayı büyüteceğiz.
Bir nesil yok olsa da bu savaş 100 yıl hatta 1000 yıl sürse de biz bedel ödeyeceğiz, öleceğiz, öldüreceğiz ama devrim iddiamızdan, iktidar hedefimizden asla vazgeçmeyeceğiz!
TASFİYE RÜZGARLARINA KARŞI MÜCADELEMİZİ BÜYÜTECEĞİZ!
EMPERYALİZMLE UZLAŞMAYI DEĞİL, ANTİ-EMPERYALİST CEPHEYİ BÜYÜTELİM!
HALK CEPHESİ ULUSLARASI İLİŞKİLER KOMİTESİ