English
Hello
We are 11 Turkish revolutionaries imprisoned in Greek prisons at the request of the fascist Turkish state.
Today we were attacked and tortured by the Greek police in the courtroom. However, there is a precedent for this attack. Since our court started on Friday, July 2, 2021, we have been constantly faced with arbitrary obstructions, bans, threats and the court’s hostile attitude.
On July 2, when our trial started, we were prevented from appearing in court, on the grounds of the banner we took with us. On July 7, the second hearing, our friend Mustafa Yılmaz, who came to watch our hearing from Crete, was detained on the grounds that he used a phone in the courtroom.
On July 8, the day of the 3rd hearing, the police, who were in charge of taking us from the prison to the court, kept us in the ring car with closed windows and doors for a long time. When we objected to this, they said “There is an instruction from above”. Thereupon, we chanted slogans by beating the doors of the ring vehicle. The police, on the other hand, opened the doors of the ring car, which had been closed until that moment, and attacked us with insults and swearing.
This attitude continued even after the trial began. In the second break, they said that they would take us to the custody. We said that we wanted to meet with our lawyers and our families who came to see us from other countries. On top of that, the police attacked us. They kicked, punched, cursed and threatened.
Some of our friends were handcuffed and thrown into the cell.
Our friend Sinan Oktay Özen fainted as a result of the blows he received. Our friend Sinan is a friend who had serious health problems and had open heart surgery a few years ago. Not only the police, but also the court board, the Ministry of Interior and the Ministry of Justice will be responsible for what will happen to him.
The police also attacked the audience who reacted to this attack and detained 3 spectators.
Our lawyers told all these things to the court board. The response of the court board was “There is nothing that concerns us”. However, the police openly said us that they received this attack order from the court board.
The attitude of the police is not the only problem in this case. The attitude of the court board is also hostile.
Our lawyers are not allowed to speak, and our witnesses are prevented from speaking. We were not even given the right to talk about the police attacks.
When the court started, we said that we were worried that the court would be a political court, not a legal one, because of the words of Süleyman Soylu, the fascist Minister of İmperior of Turkey, “We wanted this operation” and “We had it done”.
Today we say:
The operation was carried out at the request of Turkish fascism, a lawsuit was filed at the request of Turkish fascism, and we want to be punished at the request of Turkish fascism.
We are being tried by a court that sees us as its enemies. Such a court cannot be a just-democratic court.
A court established at the request of Turkish fascism cannot be fair.
This cooperation should be ended as soon as possible. The court should guarantee us a fair trial. Otherwise, it will not be possible to continue the court with this committee, and the decisions of this committee will not be legitimate.
We also declare:
We will not bow to injustice!
You cannot subdue us by applying the methods of Turkish fascism!
The history of Turkey is the history of resistance untill the death against the injustice of fascism. Martyred on death fast for the right to a fair trial, member of Group Yorum İbrahim Gökçek and Helin Bölek, Lawyers Ebru Timtik and Mustafa Koçak.
We warn those who took the unfair decisions in this case:
Don’t try to test us!
Don’t try to pressure us!
Don’t try to apply the instructions of the Minister of Interior Süleyman Soylu, the head of the drug mafia of Turkish fascism!
We will never accept this…
We will not succumb to injustice.
Greek people!
Greek left!
You should also oppose the injustice that Greece imposes on us revolutionaries in cooperation with Turkish fascism. We must condemn this cooperation together.
We invite you to join our courts, to show solidarity, to take ownership, to take actions-walks for us, to send support videos-messages.
It is the duty of the Greek people and the left to embrace the Turkish revolutionaries!
Down with Fascism, Long Live Our Struggle!
International Solidarity is the Weapon of the People!
Long live the brotherhood of peoples!
Prints Can’t Intimidate Us!
We are right, we will win!
Free Prisoners of Greece
08.07.2021
Turkish
Merhaba…
Biz, Yunanistan hapishanelerinde, faşist Türkiye devletinin isteğiyle tutuklu bulunan 11 Türkiyeli devrimciyiz.
Bugün mahkeme salonu içerisinde Yunan polisinin saldırısı ve işkencesine uğradık. Ancak bu saldırının öncesi de var. Mahkememiz, başladığı 2 Temmuz 2021 Cuma gününden bu yana sürekli olarak keyfi engellemelerle, yasaklarla, tehdit ve mahkemenin düşmanca tavrıyla karşı karşıyayız.
Mahkememizin başladığı 2 Temmuz günü yanımızda götürdüğümüz pankart gerekçe gösterilerek mahkemeye çıkmamız engellendi. 2. duruşma günü olan 7 Temmuz günü, duruşmamızı Girit’ten izlemeye gelen dostumuz Mustafa Yılmaz, mahkeme salonunda telefon kullandı gerekçesiyle gözaltına alındı.
3. duruşma günü olan 8 Temmuz günü bizi hapishaneden mahkemeye götürmekle görevli olan polisler bizi camları ve kapıları kapalı olan ring aracında uzun süre tuttular. Buna itiraz ettiğimizde “Yukarıdan talimat var” dediler. Bunun üzerine ring aracının kapılarını döverek slogan attık. Polis ise, o ana kadar kapalı olan ring aracının kapılarını açarak küfür de hakaretlerle üzerimize saldırdılar.
Duruşma başladıktan sonra da bu tavırları devam etti. Verilen 2. arada bizi nezarethaneye alacaklarını söylediler. Biz ise, avukatlarımızla ve bizi başka ülkelerden görmeye gelen ailelerimizle görüşmek istediğimizi söyledik. Bunun üzerine, polis bize saldırdı. Tekme, yumruk, küfür ve tehditler savurdular.
Bazı arkadaşlarımız ters kelepçe yapılarak hücreye atıldı.
Arkadaşımız Sinan Oktay Özen aldığı darbeler sonucu baygınlık geçirdi. Sinan arkadaşımız birkaç yıl önce açık kalp ameliyatı geçirmiş, ciddi sağlık sorunları olan bir arkadaşımızdır. Onun başına geleceklerden yalnızca polis değil, mahkeme heyeti, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı da sorumlu olacaklardır.
Polis bu saldırıya tepki gösteren izleyicilere de saldırdı ve 3 izleyiciyi gözaltına aldı.
Avukatlarımız tüm bu olanları mahkeme heyetine anlatmışlardır. Mahkeme heyetinin cevabı ise, “Bizi ilgilendiren bir şey yok” olmuştur. Oysa polis bu saldırı emrini mahkeme heyetinden aldığını açıkça söylemiştir.
Bu davadaki tek sorun polisin tutumu değildir. Mahkeme heyetinin tutumu da düşmancadır.
Avukatlarımız konuşturulmamakta, şahitlerimizin konuşmaları engellenmektedir. Polisin saldırılarını anlatmamız için dahi söz hakkı verilmedi bize.
Mahkeme başladığında, Türkiye’nin faşist İşçileri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Biz istedik bu operasyonu”, “Biz yaptırdık” sözlerinden dolayı mahkemenin hukuki değil, siyasi bir mahkeme olacağı endişesi taşıdığımızı söylemiştik.
Bugün diyoruz ki:
Türkiye faşizminin isteğiyle bir operasyon yapıldı, Türkiye faşizminin isteğiyle bir dava açıldı ve Türkiye faşizminin isteğiyle cezalandırılmak isteniyoruz.
Bizi kendine düşman gören bir mahkeme heyeti tarafından yargılanıyoruz. Böyle bir mahkeme adil-demokratik bir mahkeme olamaz.
Türkiye faşizminin isteğiyle kurulan bir mahkeme adil olamaz.
Bu işbirliğine bir an önce son verilmelidir. Mahkeme bize adil yargılama garantisi vermelidir. Aksi durumda bu heyetle mahkemeye devam etmek mümkün olmayacağı gibi, bu heyetin vereceği kararların meşruluğu da olmayacaktır.
Şunu da ilan ediyoruz:
Adaletsizliğe boyun eğmeyeceğiz!
Bize Türkiye faşizminin yöntemlerini uygulayarak boyun eğdiremezsiniz!
Türkiye tarihi, faşizmin adaletsizliğine karşı ölümüne direnişler tarihidir. Adil yargılanma hakkı için ölüm orucunda şehit düştü, Avukat Ebru Timtik ve Mustafa Koçak.
Bu davadaki adaletsiz kararları alanları uyarıyoruz:
Bizi sınamaya kalkmayın!
Bizi baskı altına almaya çalışmayın!
Türkiye faşizminin uyuşturucu mafyasının başı olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatlarını bize uygulamaya kalkmayın!
Bunu asla kabul etmeyiz…
Adaletsizliğe boyun eğmeyiz…
Yunan halkı!
Yunan solu!
Yunanistan’ın Türkiye faşizmiyle işbirliği ile biz devrimcilere dayattığı adaletsizliğe sizler de karşı çıkmalısınız. Bu işbirliğini birlikte mahkûm etmeliyiz.
Sizi mahkemelerimize katılmaya, dayanışmaya, sahiplenmeye, bizleri için eylemler-yürüyüşler yapmaya, destek videoları-mesajları yollamaya çağırıyoruz.
Türkiyeli devrimcileri sahiplenmek, Yunanistan halkının ve solunun görevidir!
Kahrolsun Faşizm, Yaşasın Mücadelemiz!
Enternasyonal Dayanışma Halkların Silahıdır!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Baskılar Bizi Yıldıramaz!
Haklıyız Kazanacağız!
Yunanistan Özgür Tutsakları
08.07.2021