Uncategorized

Haber Bülteni: 13 – 23 Ekim arası dünya haberleri

Haber Bülteni

Basından Seçtiklerimiz: 13 – 23 Ekim arası dünya haberleri:

 

– Reuters: Peşmerge, Başika’da kontrolü ele geçirdi (Evrensel – 23 Ekim 2016)

Reuters Kürt kaynaklara dayandırdığı haberinde, Musul yakınlarındaki Başika kasabasının IŞİD’den geri alındığını aktardı.

Haberde, “Bölgedeki gazetecilere bilgi veren Peşmerge güçleri Başika’ya girdiklerini açıkladı, ancak gazetecilerin kasabaya girmesine izin verilmedi” ifadeleri kullanıldı. Reuters ayrıca, Federal Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani’nin ABD Savunma Bakanı Ashton Carter’a ‘Kürtlerin Başika’yı özgürleştirmeyi başardığı’ bilgisini verdiğini kaydetti. Peşmerge güçleri, bu sabah 06.30 sularında Başika’ya yönelik operasyon başlatmıştı. Başika, Ankara ile Bağdat arasında gerilime neden olan ve Türk askerinin konuşlandırıldığı askeri kampa da ev sahipliği yapıyor.

 

– Irak ordusu: Bağdadi’nin yardımcısı Ebu Usame öldürüldü (Evrensel – 23 Ekim 2016)

Irak ordusu, Musul’un güneyine düzenlenen hava saldırısında IŞİD lideri Bağdadi’nin yardımcısı Ebu Usame ile birçok korumasının öldürüldüğünü duyurdu.

Irak Hava Kuvvetleri’nden yapılan yazılı açıklamada, Bağdadi’nin önde gelen yardımcılarından Ebu Usame’nin bulunduğu yönünde alınan istihbarat doğrultusunda Musul yakınlarındaki Telleskuf beldesine hava saldırısı düzenlendiği belirtildi. Açıklamada, “Hava saldırısında DAİŞ yöneticisi ve çok sayıda koruması öldü” denildi. Irak Başbakanı Haydar el İbadi, 17 Ekim’de Musul’u kurtarma operasyonun güney, doğu ve kuzey bölgelerinden başladığını duyurmuştu.

 

– ABD Savunma Bakanı Erbil’de (Evrensel – 23 Ekim 2016)

ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Ankara ve Bağdat ziyaretinin ardından Erbil’e gitti.

ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Ankara ve Bağdat ziyaretlerinden sonra bugün saat 10.30’da Erbil’e ulaştı. Carter, Hewler Havalimanı’nda Federal Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani tarafından karşılandı.

Carter, Federal Kürdistan Bölgesi yetkilileriyle bir dizi görüşme yapacak. Görüşmelerde, Musul operasyonunun ana gündem olarak ele alınması bekleniyor.

 

– Kırım’da Lenin heykeli yıkıldı (Evrensel – 21 Ekim 2016)

Kırım Cumhuriyeti’nde 1930’da dikilen Lenin heykeli, dün gece kimliği belirsiz kişilerce yıkıldı.

Ukrayna’dan tek tarafı olarak bağımsızlığını ilan ederek Rusya Federasyonu’na bağlanan Kırım Cumhuriyeti’nde, Sovyetler Birliği’nin kurucusu Vladimir Lenin’in heykeli yıkıldı.

Kırım’ın Sudak şehrinde kimliği belirsiz kişiler dün gece Lenin heykelini yerle bir etti. Sudak Belediyesi Basın Sözcüsü İrina Dubrovskaya, “Güvenlik güçleri, bu holiganlık eylemi ile ilgili soruşturma başlattı. Şehir parkındaki Lenin heykeli, Sudaklılar için şehrin Sovyet dönemindeki gelişimini simgeliyordu” dedi.

Sudak Belediye Başkanı Vladimir Serov ise, heykelin onarılarak yeniden yerine dikileceği ve heykeli yıkanların sert şekilde cezalandırılacağı konusunda vatandaşlara söz verdiğini açıkladı.

Sudak’da yıkılan Lenin heykeli, Sovyetler Birliği’nin Önderi Vladimir Lenin’in 60’ıncı yaş günü şerefine, 1930 yılında dikilmişti.

 

– Mumia Abu Jamal için 27 Ekim’e çağrı (Evrensel – 21 Ekim 2016)

Evrensel’de de yazıları yayımlanan ve 35 yıldır cezaevinde tutulan Mumia Abu Jamal için harekete geçen çok sayıda kitle örgütü 27 Ekim’e çağrı yaptı.

Eski Kara Panterler Üyesi, ABD’li Gazeteci Mumia Abu Jamal’ın tutukluluğu, 9 Aralık 2016 tarihinde 35’inci yılına girecek. Hepatit C hastası olmasına rağmen tedavisinde zorluk çıkarılan Abu Jamal için eylem çağrısı yapıldı.

Evrensel’de de yazıları yayımlanan ve 35 yıldır cezaevinde tutulan Mumia Abu Jamal için harekete geçen çok sayıda kitle örgütü, 27 Ekim Perşembe günü için ortak çağrı yayımladı. Çağrıda, “İdamını engellemek için uluslararası kitlesel eylemler yapıldı. Şimdi de onu canlı tutmak ve Hepatit C hastalığı için Pensilvanya cezaevi sisteminin reddettiği etkili tedaviyi görmesini sağlamak için harekete geçmeli” denildi.

‘YENİ BİR HAREKET BAŞLATILMALI’

Mumia Abu Jamal için yeni bir mücadelenin başlatılmasına ihtiyaç olduğuna dikkat çekilirken, 27 Ekim’de Oakland’da gerçekleştirilecek protesto eylemine katılım çağrısı yapıldı.

“Mumia Abu Jamal, ‘Sessizlerin sesidir’, tüm sömürülenler ve ezilenler adına konuşur” denilen açıklamada, “Mumia’nın savunması için tüm yasal girişimleri destekliyoruz ancak kapitalist mahkemelerde adalet olmadığını da biliyoruz. Mumia Abu Jamal’ın Özgürlüğü için Emek Hareketi Komitesi (LAC) emekçilerin kitlesel eylemlerine odaklanmaktadır” denilen açıklamada, bu olmadan Mumia’nın özgürlüğü için açılması talep edilen yeni dosyanın yargının ‘çöp sepetine’ atılacağı vurgusu yapıldı.

Ortak açıklamada Mumia’nın ailesi ve arkadaşlarının yanı sıra, Uluslararası Eylem Merkezi, ATAC, 1 Milyon Kadın Hareketi, Teksas İdam Cezası Kaldırılsın Hareketi, New York Tutsakları Adalet Ağı, Siyah ve Esmer İşçiler Kolektifi, Mumia Eve Dönsün Kampanyası, Gerçek Adalet İçin Philly Koalisyonu gibi onlarca kitle örgütünün imzası bulunuyor.

 

– ABD Savunma Bakanı, Ankara’ya geldi (Evrensel – 21 Ekim 2016)

ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, Irak ile Suriye’deki gelişmeleri görüşmek üzere Ankara’ya geldi.

ABD Savunma Bakanı Ashton Carter, TBMM’yi ziyaret ederek,15 Temmuz darbe girişimi esnasında Meclisin hasar gören kısımlarını gezecek. Ardından sırasıyla Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile görüşecek.

ABD Savunma Bakanı Carter’ın uçağı, Esenboğa Havalimanı’na saat 08.30 sıralarında iniş yaptı. Carter, 20-27 Ekim tarihleri arasında IŞİD ile mücadelenin önemli ortaklarıyla görüşmek ve NATO Savunma Bakanları toplantısına katılmak üzere Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa ve Belçika’yı ziyaret edecek.

 

– Donetsk’te halk milisi lideri ve koruması öldürüldü (Evrensel – 19 Ekim 2016)

Donetsk halk milislerinin önemli liderlerinden Arsen Sergeyeviç ve koruması suikast sonucu hayatlarını kaybetti.

Okay DEPREM, Donetsk

Donbass’ın defacto yapılarından Donetsk Halk Cumhuriyeti (DNR) suikast iddiası ile sarsıldı. Halk milislerinin önemli liderlerinden Arsen Sergeyeviç ve koruması, yaşadığı konutunda asansöre bindiği sırada meydana gelen patlama sonucunda hayatlarını kaybetti. “Motorola” lakabıyla tanınan askerin, Ukrayna tarafının organize ettiği gizli bir sabotaj timi tarafından öldürüldüğü iddia edildi. Öte yandan Kiev yönetiminin benzer cinayetlere pek çok defa başvurduğu öne sürülüyor.

Geçtiğimiz temmuz ayı içerisinde de benzer bir suikast teşebbüsünden kurtulan “Motorola”nın beklenmedik kaybına, en sert tepki Devlet Başkanı Aleksandr Zakharçenko tarafından verildi. Ukrayna tarafını olaydan sorumlu tutan DNR Başkanı, “Kiev’in bunun hesabını çok yakın zamanda kesinlikle vereceğini” dile getirdi.

Aslen Rusya doğumlu olan, ancak Donbass’ta büyüyen 34 yaşındaki Arsen Sergeyeviç, son iki-iki buçuk yıldır “Sparta” adlı otonom askeri birliğin kumandanı olarak çalışıyordu. 2014’te evlenen Pavlov geride iki ufak çocuk bırakırken, ölümü sebebiyle cumhuriyet çapında 3 günlük yas ilan edildi. Cenazesi çarşamba günü, Donetsk Ulusal Opera ve Bale Tiyatrosu binasında düzenlenen ve kitlesel bir katılımın olduğu törenin ardından toprağa verildi.

 

– Filipinler’de polis, aracını halkın üzerine sürdü (Evrensel – 19 Ekim 2016)

Filipinler’de ABD karşıtı eylemde polis aracının kasıtlı olarak halkın üzerine sürülmesi sonucu çok sayıda kişi yaralandı.

Inquirer.net sitesinde yer alan habere göre, polis aracının kasıtlı olarak halkın üzerine sürülmesinin sonucu çok sayıda kişinin yaralandığı bildirildi.

Sitede yer alan görüntülerde, ABD’nin takımadadaki askeri varlığını protesto etmek için büyükelçilik önünde toplanan gruba, polisin göz yaşartıcı gaz ve copla saldırdığı görülüyor. Saldırı sırasında çıkan arbedede polisin aracını halkın arasına sürdüğü de açıkça görülüyor.

Eylemde 50 kişinin yaralandığı, beşinin hastanede tedavi altına alındığı kaydedildi. Yeni Yurtsever Birlik (BAYAN) Genel Sekreteri Renato Reyes, “Grup zaten dağılmak üzereydi. Polisin müdahalesine hiçbir anlam veremedik.” diye konuştu. Gösterinin, Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin “bağımsız dış politika”sını desteklemek için ülkenin çeşitli bölgelerinden başkente gelen gruplar tarafından düzenlendiği ifade edildi.

 

– isyandan.org / 21.10.2016         

Bangladeş: Rampal Enerji Santrali İnşaatına Karşı Direniş

Dünyanın en büyük mangrov ormanlarının bulunduğu, bir bölümü Bangladeş bir bölümü ise Hindistan’da yer alan Sundarbans, inşaa edilmesi planlanan iki kömür bazlı enerji santralinin yaratacağı çevresel tehdit ile karşı karşıya.

Çevre eylemcilerinin tüm muhalefetine ve karşı kampanyalarına rağmen Bangladeş hükümeti Rampal enerji santralinin inşaatı için Hindistan menşeili Bharat Heavy Electricals Ltd. şirketi ile anlaştı.

18 Ekim Salı günü Petrol, Doğalgaz, Mineral Kaynakları, Enerji ve Limanları Koruma Ulusal Komitesi’nin çağrısı ile 400 kadar eylemci Rampal Santral inşaatının iptal edilmesi talebinin yazılı olduğu mektubu Hindistan Başbakanı Narendra Modi’ye teslim etmek üzere Dhaka’daki Jatiya Basın Kulübü önünde toplandı. Ancak polis Malibagh tren istasyonunda yürüyüşe göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su ile saldırdı. Eylemciler de polis saldırısına taşlarla karşılık verdi.

Polis saldırısını kınayan Anu Muhammad isimli eylemci ve ulusal komite üyesi, Rampal enerji santrali inşaatına karşı ülke çapında eylem çağrısında bulundu. Bu senenin Mart ayında 1.000 civarında eylemci inşaatı planlanan iki kömür santralini protesto etmek için tam 200 mil yürümüştü. Temmuz ayında da kömür santraline karşı çıkan göstericiler polisle çatışmıştı. Hükümet halk muhalefetine ve UNESCO’nun uyarılarına rağmen projelerden vazgeçmiyor.

 

– isyandan.org / 20.10.2016         

Filipinli Sosyalistler: Ölümcül Bir Nitelik alan “Uyuşturucuya Karşı Savaş” Durdurulmalı

Aşağıdaki bildiri Lakas ng Masa Partisi (PLM) (Emekçi Toplum Partisi -Filipinler’de sosyalist bir parti, çeşitli grupların şemsiye örgütü, ç.n.) tarafından 7 Eylul’de yayınlanmıştır:

Ülkenin karşılaştığı ve binlerce insanın anlamsız bir şekilde ölümüne neden olan, cinayetler, bombalamalarla kendini gösteren ve tehlikeli bir şekilde kötüleşen durum Rodrigo Duterte rejimi tarafından uygulanan savaş stratejisinin bir sonucudur. “Uyuşturucuya karşı savaş” diye başlayan savaş stratejisi şimdi Mindanao’da “Teröre karşı savaş” olarak genişlemiş ve yoğunlaşmıştır.

“Uyuşturucuya karşı savaş” en çok kırsal yoksul kesimlerde yaygın cinayetlere neden olmuştur. Ölen şüpheli satıcıların, kullanıcıların ve masum sivillerin sayısı üç aydan daha kısa süredir devam eden Duterte yönetiminde 2000’i aşmıştır.

Küçük bir eşkıya grubu olan Ebu Sayyaf’a yönelik savaş Mindanao köylerinin bombalanmasına ve yıkımına yol açmıştır. 18 yaşındaki bir rehinenin başının kesilmesinden sonra Başkan Duterte tarafından yoğunlaştırılmış saldırı adı altında yürütülen askeri operasyonlar güneydeki Sulu eyaletinde Ebu Sayyaf gruplarına karşı devam etmektedir. Filipinler Silahlı Kuvvetlerinin verdiği bilgiye göre bir hafta süren saldırılarda Ebu Sayyaf grubundan 30 silahlı kişi öldürülmüştür.

Gelen haberlere göre Sulu ve Basilan’daki Ebu Sayyaf bölgelerinde gerçekleştirilen saldırı Davao Şehri’ndeki kan banyosunu tetiklemiş ve burada en az 14 sivil öldürülmüştür. Ebu Sayyaf ilk önce Davao’daki bombalamayı üstlenmiş, fakat daha sonra katliamı gerçekleştirenlerin onlara sempati duyan bir başka gruptan olduğunu açıklamıştır.

Partido Lakas ng Masa (PLM) yoksul kırsal bölgelerde uyuşturucu kullandığından ve sattığından şüphe edilenlerin kitlesel şekilde öldürülmelerinin durdurulması çağrısında bulunmuştur. Uyuşturucuya karşı savaş basit bir biçimde büyük uyuşturucu baronlarını ve koruyucularını hedef alan yoğunlaştırılmış polisiye operasyonlarla gerçekleştirilebilir.

Ebu Sayyaf eşkıyaları bütün köyleri bombalamak yerine hedeflenmiş askeri operasyonlarla engellenebilir. Bombalamalar kitlesel ölümlere ve çaresizlikten gittikçe gözü dönen toplulukların hükümet operasyonlarını desteklediklerini düşündükleri güçlere karşı intikam saldırılarına yol açmaktadır.

Bu savaş stratejisinin –sözde tali zararlar denilen- insani kayıpları çok yüksektir. Bu durum, eski konuşmalarında Başkan Duterte tarafından haklı bir şekilde kınanan ABD’nin “terörle savaş” politikasının ekmeğine yağ sürmektedir. Bu aynı zamanda “savaş taraftarı” generaller dahil sağcı güçlerin ekmeğine de yağ sürmektedir.

Savaş stratejisinin kolaylıkla kontrol altına alınmayan kendi dinamikleri bulunmaktadır. Savaşın kendisi bir hukuksuzluk durumunun, saldırganlık halinin ilanıdır; zorunlu olarak savaşa katılan muharip güçlerin imhasına yol açar. Savaş devam ederse hükümet tarafından ilan edilen mevcut “hukuksuzluk hali”nden sıkıyönetime giden bir süreç gelişecektir.

Bu savaş stratejisi açıkça kitlelerin en iyi çıkarını temsil etmemektedir.

PLM bunun yerine Mindanao’da barış stratejisi çağrısında bulunmaktadır; Sadece Moro İslami Özgürlük Cephesi ve Moro Ulusal Özgürlük Cephesi’nin değil bütün Bangsamoro güçlerinin yer aldığı geniş kapsamlı bir süreç. Bangsamoro halkının kendi kaderini tayin hakkına dayanan ve çatışmanın temelini hedef alan bir strateji.

“Barış stratejisi” çağrımızı Filipinler Komünist Partisi/Ulusal Demokratik Cephe/Yeni Halk Ordusu ile birlikte tekrarlıyoruz. Böylesi bir strateji kitlelerin yoksulluğunu, gerçek bir tarım reformunu ve işçi haklarını hedef alan acil tedbirler dahil kargaşalığın kökündeki nedenlere yönelmelidir.

Son olarak yoksul kırsal bölgelerde uyuşturucuya karşı savaş ile tohumu atılan terörün bitirilmesi çağrısında bulunuyoruz. Biz bu bölgelerdeki cinayetleri durduracak ve büyük uyuşturucu baronları ile onların koruyucularını yakalayıp soruşturacak “barış stratejisi” çağrısında bulunuyoruz.

 

– isyandan.org / 19.10.2016         

Brezilya: Kemer Sıkma Yasasına Karşı Halk Direnişi

Temer hükümetinin artan neoliberal saldırılarına karşı halk muhalefeti de giderek yükseliyor. Kamu harcamalarına ayrılacak bütçe payının 2017’den başlayarak 20 sene boyunca hiçbir atış yapılmadan aynı oranda bırakılmasını ön gören yasa tasarısı PEC 241, okul işgallerini, grev çağrılarını ve eylemleri tırmandırdı.

17 Ekim Pazartesi günü Rio de Janeiro sokaklarında yine eylem vardı. En çok sağlık ve eğitimdeki kamu harcamalarında kesintilere sebep olacak yasa tasarısı nedeni ile sokaklara dökülen kitle özelleştirilmesi planlanan devlet idaresindeki petrol şirketi Petrobas önüne doğru yürüyüşe geçti. Petrobas’ın satılmasına karşı çıkan sendikalar aynı zamanda büyük bir grev hazırlığı içinde.

Petrobas önüne doğru yönlenen kitleye polis göz yaşartıcı gaz ile saldırdı. Polis saldırısı sonrası yakındaki bir kafeye sığınan göstericiler polis tarafından kovalandı. Polisin kafeye girmeye çalışması sonucu hem müşteriler hem de göstericiler polise masa ve sandalyeleri fırlatarak cevap verdiler.

 

– isyandan.org / 19.10.2016         

Filistin: Altı Tutsak İdari Tutukluluğa Karşı Açlık Grevinde

İki Filistinli tutsak daha idari tutukluluğa karşı açlık grevine başladı. Eriha bölgesinden Mohammed Khattab (28) ve Majdi Oweidat (23) 8 Ekim’de, hiçbir suçlama veya yargılama olmaksızın idari tutukluluk kapsamında hapsedilmelerini protesto için açlık grevine girdiler.

Khattab ve Oweidat, kendileri gibi idari tutukluluğu protesto için açlık grevine giren dört Filistinli tutsağa katıldılar: Anas Shadid ve Ahmad Abu Fara 25 Eylül’den beri, Majd Abu Shamla ve Hasan Rubayah ise 5 Ekim’den beri açlık grevinde. Shadid(29) ve Abu Fara (29) Nitzan-Magen hapishanesinde, Abu Shamla (24) ile Rubayah (31) da Negev hapishanesinde tecritte tutuluyorlar.

Şu anda İsrail hapishanelerinde esir edilen 7.000’in üzerindeki Filistinli tutsaktan yaklaşık 750’si idari tutukluluk kapsamında hapis yatıyor.

 

– isyandan.org/ 19.10.2016          

Guatemala: Yerli Halkın Hidroelektrik Projesine Karşı Mücadelesi

Alta Verapaz’da, Cahabón Irmağı çevresinde yaşayan ve nüfusu 30.000’i bulan Quekchí yerli halkı beş fazda inşa edilmesi planlanan Renace hidroelektrik projesinin yarattığı çevresel etkilere karşı direniyor. Açılan yeraltı tünelleri nedeniyle ırmağın debisi her geçen gün düşüyor ve ırmak boyunca yaşayan yerli topluluklar su sıkıntısı ile baş etmek zorunda bırakılıyor.

17 Ekim Pazartesi günü yerli topluluklar Başkanlık Sarayına ve Anayasa Mahkemesine yürüdükleri bir eylem gerçekleştirdiler. Eylemde yerel halkın yaşamını ve haklarını tehdit eden büyük ölçekli projeler için halkın onayının alınması ve Cahabón nehrini kurutan hidroelektrik projesinin durdurulması talep edildi.

Corporacion Multi-Inversiones (CMI) tarafından yürütülen projenin 3 fazı için Florentino Pérez’in yönetim kurulu başkanı olduğu İspanyol Cobra (ACS) şirketi ile anlaşıldı. Hem CMI hem de ACS Birleşmiş Milletler’in yerli halkların yaşamlarının ve çevrenin korunmasına ilişkin koşullarını görmezden gelerek halkın rızası olmaksızın inşaata devam ettiler.

Alta Verapaz bölgesinde projeden etkilenen yerli halktan kadınlar, çocuklar, erkekler hep beraber eyalet başkentinde yürüyüşe geçtiler. Eylem sırasında kadınlar ellerinde tuttukları boş testilerle ırmağın kuruduğunu, su kaynaklarının gasp edildiğini sergilediler. Halk yaşamlarını tehdit eden projeden sorumlu politikacıların ve şirket sahiplerinin yolsuzluktan yargılanmalarını talep etti.

 

– isyandan.org / 18.10.2016         

Mısır: Taksi Şoförü Hayat Pahalılığını Protesto Ederek, Bedenini Ateşe Verdi

Cumartesi günü İskenderiye’deki askeri bir birliğin dışında, Mısırlı bir taksi şoförü hayat pahalılığı ve kötü yaşam koşullarını protesto etmek için bedenini ateşe verdi.

Görgü tanıkları 30 yaşındaki Ashraf Mohammed Shaheen’in, Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah el-Sisi’yi ve yüksek fiyatları protesto ettikten sonra üzerine benzin dökerek bedenini ateşe verdiğini söylediler.

Shaheen’in bedenini ateşe vermesi haberi sosyal medya kullanıcıları tarafından hızla yaygınlaştırılırken eylem, 2010 yılında Muhammed Buazizi adlı seyyar satıcının kötü yaşam koşullarını protesto etmek için kendini yakması sonucu Tunus hükümetinin devrilmesiyle sonuçlanan ve Ortadoğu’daki Arab İsyanları’nın kıvılcımını çakan protesto eylemine benzetildi.

Sosyal medya hesaplarından # بوعزيزي_مصر (#Bouazizi_Mısır) hashtagi altında yazan twitter kullanıcıları hükümetin kemer sıkma politikalarının ağır etkilerinden yakındılar. Abdullah Al-Jazar adlı bir kullanıcı ise “Bedenini ateşe verdi çünkü #Sisi hala iktidarda ve herkes sadece[1] izliyor ve geçimini sağlayacak durumu yok,” diye yazdı.

 

– isyandan.org / 17.10.2016         

Şili: Onbinler Özel Emeklilik Sistemine Karşı Yürüdü

16 Ekim Pazar günü onbinler başkent Santiago sokaklarında, 1981’de Pinochet diktatörlüğü döneminde yürürlüğe sokulmuş ve halen geçerliliğini koruyan özel emeklilik sistemine karşı yürüdü. Ülkenin farklı kentlerinden en az 50 bin kişi Santiago’daki büyük yürüyüşe katıldı.

Şili’de emeklilik sistemi, Emeklilik Fonu İdaresi (AFP) adı ile altındaki özel fonların elinde bulunuyor.

Özel emeklilik sistemine karşı örgütlenen No + AFP hareketi şu anda Şili’deki emeklilerin %79’unun asgari ücretin yarısından daha az olan maaşlarla geçinmeye çalıştıklarını açıkladı. Hareketin örgütleyicilerinden Mario Mandiola yayımlanan videoda emekçilerin birikimlerinin %60’ının özel fonlar yoluyla yurtdışındaki şirketlere yatırıldığını ve politik elitin bu ekonomik gruplarca finanse edildiğini belirtti.

No + AFP hareketi bu düzeni tersine çevirmek için adil ve dayanışmacı bir emeklilik sisteminin inşa edilmesini savunuyor. Bu da herkesin gücüne göre verdiği ve ihtiyacı kadar aldığı bir sistem demek. Şu anda Şilili işçilerin emeklilik maaşları, piyasa hareketlerine ve özel fonlarda biriken emeklilik katkı paylarının aylık performansına göre belirleniyor.

Bu özel emeklilik sistemine karşı örgütlenen üçüncü büyük yürüyüştü. İlk büyük protesto sendikaların ve halk hareketlerinin çağrısı ile 24 Temmuz’da gerçeklemiş, yürüyüşe katılanların sayısı yüzbinleri bulmuştu.

Michelle Bachelet hükümeti kamuoyu baskısı sonucu emeklilik sisteminin kamusallaştırılması sözünü vermiş ancak tıpkı ücretsiz eğitim için verilen sözler gibi emeklilik sistemi reformu da daha sonrasında hükümet tarafından geri çekilmişti.

 

– isyandan.org / 17.10.2016         

Peru: Maden Protestosu İçin Yol Kesen Köylüler Polisle Çatıştı

Peru’nun güneyinde Apurimac bölgesinde, Avustralya-Çin ticari ortaklığı olan MMG şirketinin işlettiği Las Bambas madeninden bakır cevheri taşıyan tırların ve yolun çevreye olan etkilerini protesto etmek için yolu kesen 200 kadar köylüye polis saldırdı. 14 Ekim Cuma günü yaşanan çatışmalarda polisin köylülerin üzerine ateş açması sonucu Quintino Huiza Cereceda isimli köylünün başından vurularak hayatını kaybettiği bildirildi. Resmi kaynaklar çıkan çatışmada 20 polisin de yaralandığını açıkladı.

Polis 14 Ekim’de Quehuire-Huancuire yolunu açmak için harekete geçti ve köylülerin üzerine ateş açtı. Pumamarca, Choqueca, Allahua ve Antuyo bölgelerindeki köylüler mineral taşıyan tırların geçtiği yolun ve madenin neden olduğu çevresel etkilere karşı uzun süredir mücadele veriyor. Geçen sene yine köylülerin maden protestosunda çatışmalar çıkmış ve üç kişi hayatını kaybetmiş, 15 kişi ise yaralanmıştı. Söz konusu yol kesme eylemi de köylülerin madene karşı başlattıkları grevin bir parçasıydı.

Las Bambas (Uccamba) Madenine Karşı Köylü Toplulukları Birliği koordinatörü Rodmy Cabrera çatışmada Quintino Huiza Cereceda isimli köylü direnişçinin başından vurularak katledildiğini ifade etti. Halk olayın ve polis aleyhine kanıtların ört bas edilmemesi için yoldaşlarının bedenine dokunulmasına izin vermedi ve savcı ile heyetinin geçişine ise 16 saat sonra ancak olayın aydınlatılacağı ve sorumluların cezalandırılacağı yönündeki taleplerinin yerine getirilmesi karşılığında müsaade etti.

Deniz seviyesinden 4 bin metre yukarıda, Apurimac bölgesinde yer alan Las Bambas madeni 6,9 milyon tonluk bakır ve 10,5 milyon tonluk mineral rezervi ile dünyanın en büyük madenlerinden biri. Bu nedenle ulusötesi şirketlerin iştahını kabartıyor ve yerel kaynakları şirketlere peşkeş çeken hükümetler; yerli halkların ve köylülerin maden, baraj, hidroelektrik santrali projelerine karşı direnişini şiddetle bastırıyor.

 

– 17.10.2016 / isyandan.org       

Rusya Komünistleri Komünist Partisi Kore İşçi Partisi’nin 71.inci Kuruluş Yıldönümünü Kutladı

Rusya Komünistleri Komünist Partisi (КОМПАРТИИ КОММУНИСТЫ РОССИИ, RKKP) ve Tüm Leninist Genç Komünistler Birliği- Komsomol (ВЛКСМ) temsilcileri Kore Komünist Emek Partisi’nin 71. kuruluş yıl dönümü nedeniyle Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (KDHC) Rusya Büyükelçiliğini ziyaret etti.

Rusya Komünistleri Komünist Partisi başkan vekili Y.S. Sidorov “KKEP’in dünya komünist partilerinin en güçlülerinden biri olduğunu, onun başarılarına ve tarihine büyük bir saygı duyduklarını, Sovyetler Birliği’nin büyük dostları, Kore halkının büyük önderi Yoldaş Kim İl Sung ve Kim Jong İl’e büyük saygı beslediklerini ve yarattıkları deneyimlerden öğrenmeyi sürdürdüklerini ve bu bilinçle KDHC ile olan ilişkilerini güçlendirmeye devam edeceklerini” söyledi.

Rusya Komünistleri Komünist Partisi Merkez komitesi Başkanı Maksim Aleksandroviç de KDHC lideri Kim Jong Un’a bir telgraf göndererek Kore Komünist Emek Partisi’nin 71. kuruluş yıl dönümünü kutladı.

 

RKKP Merkez Komitesi Uluslararası Komisyonu

Not: Rusya Komünistleri Komünist Partisi (КОММУНИСТИЧЕСКАЯ ПАРТИЯ КОММУНИСТЫ РОССИИ) 18 Eylül 2016’daki Duma seçimlerinde de yaklaşık %2,40 (1.192.595) oy olarak 6. parti olmuştur. Rusya’da seçimlerde Rusya Federasyonu Komünist Partisi (Коммунистическая партия Российской Федерации, RFKP) ise oyların yaklaşık %19,20’sini (7.019.752) alarak ikinci parti olmuştur. 2009’da bir hareket olarak ortaya çıkan Rusya Komünistleri 22 Nisan 2012’de kongre yaparak partileştiler ve Rusya Komünistleri Komünist Partisi adını aldılar. Kuruluş aşamasında RFKP’nin bir çok merkezi düzeydeki yöneticisi de partilerini sağcılaşmakla suçlayarak RKKP’ye katılmıştır. RKKP kuruluşunda ayrıca komünist gençlik örgütlerinden ve diğer komünist gruplardan da katılım olmuştur. RKKP hali hazırda RFKP’ye nazaran Marksist-Leninist çizgiye daha yakın durmaktadır. RFKP’nin programı ise esas olarak popülist bir temele sahiptir.

 

– isyandan.org  /17.10.2016         

Bask: Binler Basklı Politik Tutsaklara Özgürlük Talebi İle Yürüdü

Sare (Yurttaş Ağı)’nın çağrısı üzerine 15 Ekim Cumartesi günü binlerce gösterici, Donostia’da (San Sebastián’ın Bask dilindeki adı), #SalatzenDut (Bask dilinde: ‘Kınıyorum’) pankartlarıyla, Basklı hasta tutsaklar için özgürlük talep etti ve İspanyol hükümetinin hasta tutsaklara yönelik politikalarını protesto etti.

Yürüyüşe farklı politik hareketlerden ve sendikalardan temsilciler de katıldı. Yürüyüşün başlamasından önce Sare sözcüleri Joseba Azkarraga ve Itxiar Arteaga şu anda on Basklı hasta politik tutsağın bulunduğunu ve amaçlarının bu tutsakların salıverilmesi için kamuoyunu harekete geçirmek olduğunu ifade ettiler.

 

– isyandan.org  /14.10.2016         

Bulgaristan: Madencilerden İşten Çıkarmalar ve Geciken Maaşlar Nedeniyle İşgal Eylemi

Bulgaristan’da 100’ü aşkın madenci planlı işten çıkarmalar ve geciken maaş ödemelerini yeniden görüşmek için ülkenin güneybatısında bulunan madenden çıkmayı reddediyor.

Bobov Dol Madencilik’te çalışan madenciler Babino madeninin 400 metre altında Salı günü mesai saatinin bitimi itibariyle eylemlerine başladılar.

Yerel basın, madenin sahibi Bulgar iş adamı Hristo Kovachki’nin yüksek maliyetler ve düşük verimlilik nedeniyle iki madenin kapatılmasına karar vermesiyle 750 madencinin işsiz kalacağını söyledi.

Kovachki, Çarşamba günü için işgalin sona ereceğini söylese de yeraltındaki madenciler grevi sonlandırmayı reddediyor. Ülkenin Madencilik ve Jeoloji Odası’nın Ağustos verilerine göre Bulgar maden şirketi geçtiğimiz yıl 24 bin kişiyi istihdam ederken gayrisafi milli hasılaya katkısı ise yüzde 27.

Orada bulunan kaynaklardan Sendika.Org’a verilen bilgiye göre aylardır ücret alamayan 120’nin üzerinde işçi ocağı terk etmiyor. Şirket 13 Ekim’de oksijen pompalarını bir ara kapatmış ancak geri açmış, içerideki su ve yiyecek ise tükenmek üzere. Maden yönetimi bugün bir miktar ödeme yapmayı kabul etmiş ancak görüşmeler ve direniş sürüyor.

 

 

You may also like

Comments are closed.